Gerçek özgürlük, bireysel geliþme ve olgunlaþmanýn "kablo"larla sarmalanan ve neredeyse kablolarla kendi kendimizi boðacak halden, iþlevsiz hale getirdigimiz bir yaþama biçiminden büsbütün çýkma mücadelesinden, baþarýyla çýkmamýzla baþlayacaktýr.
[Istanbul, I2 Temmuz ve 15 Agustos 2009, ISIKBINYILI.ORG]
Kablolu yaþama mahkum muyuz veya çok planlýca ve bilinçlice mahkum mu býrakýldýk? Bu sorulara yanýt ararken, 1995 yýlýnda okuduðum Çin'e iliþkin yayýnlanmýþ ve o dönem okuduðum bir makaleyi anýmsadým. 1995 yýlý itibariyle, Çin'de 500000 (beþyüzbin) köyün telefonu olmadýðýný, o makale ile ve çok da þaþýrarak, ilk kez öðrenmiþtim. Yine o yýl veya bir öncesinde; Çin'e, ABD'li telefon þirketleri tarafýndan verilmiþ teklifleri ve sonucunu irdeleyen ciddi bir analiz yazýsýydý.
Soyut olarak ve aklýmda kaldýðý kadar, "kablosuz/uydu" üzerinden sözkonusu 500000 (beþyüzbin) köye telefon sistemi ve baðlantýsý kurmak için verilen teklifin çok daha ucuz olmasýydý. Buna raðmen, Çin Hükümeti, "kablolu" telefon sistemi için verilen teklifin çok daha yüksek olmasýna karþýn, "kablolu telefon sistemini" içeren teklifi kabul ettiðine dikkat çekiliyordu, yazýda. ABD'den ihaleyi alan telefon þirketi, Çin'de telefonsuz köylere telefon santrallarý ve kablolarýný (daðlarý-tepeleri mayýnla delerek, aþarak, döþeyerek) kuracak ve bunun karþýlýðýnda da, dakika baþýna, kullanýcýdan ücreti doðrudan tahsil edebilme bazýndaydý, teklif.
O dönem için bu teklif de kullanýcýdan dakikasýna farklý firmalardan verilen deðiþken fiatlar arasýnda 40-45-55 cent (dolar üzerinden) arasýnda deðiþiyordu. Çin Hükümeti'nin onayladýðý "kablolu telefon hattý" kaç köye kuruldu? Söz konusu 500000 köyün tamamýna bugüne kadar kablolu telefon hattinin kurulmasý tamamlandý mý? Ya da halen bu çalýþmalar, tamamlanmamýþ olan köy ve bölgelerde devam mý ediyor, bugünkü durum nedir, doðrusu bilmiyorum!
Günlük kullaným gereksiniminde en temel elektronik ekipman kullaným ihtiyacýnda dahi, baþedilemeyecek hale gelen "kablo"larýn, "kablolu hayatýn", artýk eskiyen ve ömrü zoraki uzatýlan-uzatýlmakta olan bir teknoloji olduðu da inkar edilemez bir gerçektir.
Özellikle, Çin gibi dev bir ülkenin çok büyük ve her evi, her konuþmayý, her köyü tek tek dinleyip, izleyip, denetleyebilmenin de "kablolu" telefonla; "uydu" telefona karþýn çok daha kolay ve izlenebilir olmasý nedeniyle,
seçiminin özellikle o dönem, "kablolu"dan yana olduðu ve "halkýnýn daha ucuz telefon konuþmasý" amaçlý olmadýðýna dikkat çekilmisti.
Çin Hükümetinin, "halkýný ve ülkesinin her bir köþesini daha yakýn bir denetim ve izleme altýnda tutmayý amaçlamasý nedeniyle, "hangi tür" teknolojiyi, niçin seçtiðini belirleyen hususlar olduðu yorumlarý yapýlmýþtý.. Sanýrým, bu durum sadece Çin için deðil, bir çok ülkenin farklý siyasi olusumlarý veya halkýný bir çok kanaldan "kontrol, denetim, gözetim ve istihbarat" mekanizmasý için de geçerli..
Ve bu durum, 1995'te olduðu kadar bugünün de bir gerçeði..
Bu genel izlenimden yola çýkarak, belki de tüm yeryüzünde "kablolara" baðýmlýlýktan tümden kurtulduðumuzda, "bireysel özgürlük - geliþim"in de en temel adýmlarýndan biri atýlmýþ olacaktýr.
Artýk özgürlük mücadelelerinin silahla ve "özgürlük savaþcýlarý" benzeri sunuluyor olmasý da tamamen bir kandýrmacadan ibarettir..
Gerçek özgürlük, bireysel geliþme ve olgunlaþmanýn "kablo"larla sarmalanan ve neredeyse kablolarla kendi kendimizi bogacak halden, iþlevsiz hale getirdigimiz bir yaþama biçiminden büsbütün çýkma mücadelesinden, baþarýyla çýkmamýzla baþlayacaktýr.
Ve ayný zamanda bunun, günümüzde "savaþ endüstrisi"nde her bir boyutunda kullanýlan ve en üst düzeyde geliþtirilmiþ "yok etmek" amaçlý teknolojilerin, yeryüzünde tüm insanlýðýn hizmet ve kullanýmýna sunulmasý sonucunda ancak mümkün olabilecektýr.
Bunun dýþýnda kalanlar, "soðuk savaþ"ýn veya "savaþ endüstrisi"nin öz'u hiç deðiþmeyen farklý senaryolarýný birbiri ardýna sahnelemesinden ibarettir..
Bunun bedelini de, mutlaka tüm insanlýk öder, ödemektedir ve ödeyecektir de.. Hatta tüm bu senaryolarý yazan, kurgulayan ve uygulayanlar da dahil olmak üzere..
1990'lardan beri "tümden kablosuz" hayata eriþebilecekken çok bilinçli, sistemli, hesaplý, planlý, kontrollü ve eldekiler/mevcut olan teknolojiye en az yatýrým ve harcamayla; en yüksek düzeyde ve hakedilmeyen kar'ýn süresini de maksimum süreyle uzatmanýn ise son sahneleri oynanmaktadýr.. Hepimiz de o sahnelerin - kurgu ve oyunlarýn birer parçasý ve oyuncusuyuz..
Ve bugün, 21nci yüzyýlýn ilk on yýlýnýn bitiminde dahi, hala "kablolu çað"ýn tutsaðýyýz. Bu tutsaklýk bir süre daha hayatýmýzý etki ve kontrol altýnda tutabilir, tutacaktýr ama sonsuza kadar deðil.. Bundan kimsenin kuþkusu olmasýn.. Belki en çok bir 10 veya en fazla 20 yýl kadar daha ve belki daha da kýsa..
Ne var ki insanlar, yaþamdan anlýk sürelerle ve her saniye ayrýlmakta ve bu süreler de insan hayatýndan/hayatlarýndan çalýnmaktadýr.
- . -
©Bircan Ünver, Ýlk taslak: 12 Temmuz 2009, Ýstanbul
Sonuçlandýrma: 15 Agustos 2009, Istanbul. http://isikbinyili.org
© Ağustos 2009, IşıkBinyılı
Yazarın Diğer Yazıları
Bütün Yazıları »
|
|