 |

Hasan Bülent PAKSOY, D. PHIL. |
 |
 |
|
|
1960 sonrasý Ankara'da, bir Bakan'a "Toprak Reform'u" üzerine soru yönetenlere, Bakanýn verdiði yanýt unutulamaz. Tesbihini havaya atýp, "Ni demah Torpah Refommu; oyla(r) aha cebimde" diyerek baðýrmýþ idi. Konu, Osmanlý'dan kalma toprak aðalarýnýn elindeki köylerin, topraðý iþleyen köylüye daðýtýlmasý idi.
Bu yönden, seçim bölgelerinin de yeniden düzenlenmesi söz konusu da olduðundan, Sayýn Bakan'dan, bu konuda ne düþündüðü sorulmuþ idi.
Toprak daðýtýmý ve paylaþýmý gerçekleþtiðinde, o topraðý aða için iþlemekte olan köylünün de baðýmsýzlýðýný kazanmasý demek olacak olan bu paylaþým, Rusya'nýn Toprak Tutsaklarýna(serf) baðýmsýzlýk vermesi (1861) ya da ABD'nin Ýç Savaþ sýrasýnda zencilerin kiþisel tutsaklýklarýnýn kaldýrmasýna (1863) eþit tutulabilir mi idi?
Doðal olarak, öz topraðýna kavuþacak köylünün oy verme istemleri deðiþeceðinden, yeni yapýlacak seçimle de iþbaþýna getirilmiþ Çoðulcu Yönetime Katýlým Birimlerinin görev yerlerinin ve sürelerinin deðiþmesi de söz konusu olacak idi. Sayýn Bakan'ýn verdiði yanýt ise kýsa bir açýklama gerektirmekteydi. Yeterince toprak aðasý oylarý saðlamýþ, toprak reformu tasarýsý ile TBMM önüne sürülmüþ olan bütün deðiþimlerin önüne geçileceðini açýkça hem yandaþlarýna, hem de topluma duyuruyordu.
Bu noktada sorulmasý gerekli bir soru daha var idi: Sayýn Bakan bütün çoðulcu yönetim düzenli dünyanýn bilmediðini mi biliyordu, yoksa o gün için iþine gelen bir çözümü mü içeriyordu? Sayýn Bakan'a bu soruyu o gün yönetemedim. Bilmemesi düþünülemez idi; yüksek öðrenimini, dünyaca tanýnan bir eðitim kuruluþunda bitirmiþ idi. Çoðulcu Yönetim'e Katýlým Birimleri kapsamýnda: Sivil Toplum Kuruluþlarýnýn, Ticaret ve Sanayi Odalarýnýn, Meslek ve Küçük Ýþveren Kuruluþlarýnýn, Ýþçi-Ýþveren-Tuð Görevlisi Dayanýþma Kurumlarýnýn da yer aldýðý çok iyi biliniyordu.
Bugünlerde ABD de ileri sürülen bir yeni seçim düzeni var. Bu öneri'yi özetlemeden önce, ABD de yürürlükte olan düzene bir bakýþ, yeni öneriyi anlamaya yardýmcý olmasý bakýmýndan temel oluþturacaktýr:
ABD Kengeþ'i (Kongre) iki basamaklýdýr. Alt basamaðýný, Kurultay (Temsilciler Meclisi) oluþturur. 450 üyesi vardýr. Üst basamaðý Aksakallardýr (Senato), her il'den (eyalet) iki aksakal'ýn seçimi ile 100 kiþidir. ABD Anayasasý gereði, her on yýlda bir yapýlan toplum sayýmý ile, Kurultay seçim bölgelerinin sýnýrlarý yeniden çizilir. 220 yýl'a yakýn süre önce yazýlan ABD Anayasa'sý, bu tür toplum artýþýný öngörmüþtür.
Seçim ile görev baþýna getirilmiþ olan Çoðulcu Yönetime Katýlým Birimi, seçmenlerden destek gördüðü bölgelerden ek Kenges Üyesi çýkarabilmek için, seçim bölgelerinin kýyýsýný-köþesini kýrpýk-kýrpýk çizmeye çalýþýr.
ABD çoðulcu yaþamýnýn geçmiþinde bu iþlem'e "jerry-mandering" adý verilir. (Jerry, bu iþi ilk olarak yapan bir Ýltutmuþ'un ad'ý idi). Doðal olarak, seçim ile yönetimi ele almaya çalýþan karþýt Çoðulcu Yönetime Katýlým Birimi, bu duruma karþý çýkar. Bu, toplum’un gözü önünde oynanan bir oyundur.
Genellikle, iþbaþýnda olan CYKB, bu oyunu kaðýt üzerinde kazanýrsa da, çoðunlukla, oylarýn sayýlmasý bittiðinde oyunu kaybettiðini görür. Bu oyunun en yeni bölümü ABD içinde son iki yýl içinde oynanmýþ, ve kaðýt üzerinde kazanan CYKB, temelden gerçek seçimi kaybetmiþtir.
Kolaylýkla görülebileceði gibi, seçim bölgeleri toprak ve toplum yoðunluðu üzerine oturtulmuþ bulunuyor. Bu toprak üzerindeki istekler, görüþler, gereklerin tüm'ü Kenges Üyesi Toplum Sözcüsüne iletilir, çözüm bulmasý istenir.
Yeni ileri sürülen, Kurultay'a Üye seçilecek olan Oranlý Toplum Sözcüsü düzeninde, bu toprak varlýðý denklemden çýkarýlmaktadýr. Gene 450 Toplum Sözcüsü olacak. Ama, toplumun seçmenlerinin sayýsý 450 ye bölünecek. Ortaya çýkan sayý, bir Toplum Sözcüsünün kaç seçmeni olabileceðini belirleyecek.
Baþka bir deyiþ ile, Toplum Sözcülerinin, toprak üzerinde çizilmiþ sýnýrlar içindeki seçmenlerinin istekleri yerine, seçmenlerin o gün ele alýnmýþ gündem'i üzerindeki sorunlarla ilgilenmeleri gerekecek. Çünkü, her Toplum Sözcüsü eþit sayýda seçmen'ce seçilecek.
Bu seçmenlerin nerede oturduklarý, toprak üzerindeki konumlarý Toplum Sözcüsünüseçmekte bir engel oluþturmayacak.
Bu tasarý, günümüzde yayýnlanmýþ bir kitap içeriðinden ileri gitmiyor; genel toplumca bilinmiyor. Daha toplum içinde tartýþýlmýþ deðil.
Ancak, yukarýda verilen özet'e bakar bakmaz, bir dizi soru, kiþinin düþüncelerini kalabalýklaþtýrýyor/karmaþýklaþtýrýyor.. Örneðin: Timur Bey 1405 yýlýnda yeni bir savaþ'a gider iken, Türkistan'ýn Doðusunda, Otrar'da, oðullarý ve torunlarýný göremeden ilerlemiþ yaþ'ta Tanrý katýna varmýþ idi. Timur Bey, baðladýðý Tuð'unu, toprak üzerindeki sýnýrlar ile belirlemiþ idi. Semerkant, çok sevdiði Baþkent'i idi. Oðullarý ve torunlarý ise, Timur Bey'in geriye býraktýðý bu dünyalýðý aralarýnda us'lu düzende paylaþamadýlar. Toprak üzerinde anlaþmalara varamadýlar. Birbirleri ile vuruþmaya girdiler, her biri kendine yandaþ çekmeye, kardeþ ve amcalarýndan ön'e çýkmaya çalýþtý. Sonucunda, Timur Bey'in kurduðu birlik, bu ayrýþmaya dayanamadý, bir kuþak içinde eriyip gitti.
Z.V. Togan'ýn araþtýrmalarýna göre, Türkistan'da adý geçen tuð baðlamýþ toplumlarýn, basamak-basamak yükselen alt birlikleri ve her basamaðýn bir ad'ý bulunuyordu. Küçükten büyüðe doðru:
ara < tire < soy < arýþ < oymak < ürük
Bu basamaklara göre, uruklarýn bir araya gelmesi ile büyük tuð baðlanýyor, bütün evren bu birliði tanýmaya baþlýyordu. Bu birlik adýný ya kurucusundan alýyor ya da birliði oluþturanlarýn içinde çoðunlukta olan boylarýn anýsýna adlandýrýlýyordu.
Adý geçen birlik, gerektiðinde bozkýrýn bir ucundan diðerine de göç edebiliyor, yeni topraklara yerleþebiliyordu. Baþlarýna atadýklarý Hakan ise, genellikle yetenekleri ve birlik için gösterdiði yararlýlýklar dolayýsý ile bu örun kertesine yükseltilmiþ bir kiþi idi. Üruklarýn biraraya gelmesi sýrasýnda da, uruklarýn aksakallarý ve baþçýlarý toplumlarýnýn sözcülüðünü yaparak, varýlmak istenen sonucu tartýþýyor, toplumlarýna aktarýyorlardý.
Bu ayrýntýlarý da B. Ögel'in araþtýrmalarýndan öðreniyoruz.
Dolayýsý ile, (nedeni ne olursa olsun) yeni bir birlik kurulmaya yüz tuttuðunda, Türkistan'da ki toplumlar önce gündemlerindeki veriler gereðince toplum sözcülerine yetki veriyor, alýnan birlik and'ý ile yola koyuluyorlardý. Bu da, anladýðýmýz kadarý ile, baþlangýçtan bu yana sürüp giden bir uygulamadýr. Ve, anýlmasý da gerekir ki, genellikle bu tuð baðlamalar, baðýmsýzlýk vuruþlarý sonucu yer almakta idiler.
Günümüzde, ABD içinde üç katlý yönetim düzeni bulunuyor. En yüksekte olaný, Kengeþ/(Kongre) düzeyindeki, ABD yi oluþturan yönetim ayrýntýlarý. Bu Yönetimin özeti yukarýda. Bir alt basamaðý, il (eyalet) yönetimi. Büyük boyutlarý ile, bu il yönetimi, Kengeþ yönetimini yansýtýr. Arada iki ayrýcalýk vardýr:
1. Toplum Sözcüleri ve Aksakallarýn sayýlarý, Ýllere göre, toplumun nüfus yogunluðuna/kalýnlýðýna göre deðiþir
2. Çýkardýklarý yasalar, yerel konularda Kengeþ basamaðýndan daha 'duyarlýdýr.'
Sonuçlar, hava durumu ve il'in ABD içindeki konumu ile de etkilenebilir.
En alt basamakta da, Ýlçe ve Kent yönetimi gelir. Ýlçe ve kentler, il yönetimince denetlenirler, Ýl yasalarý çerçevesinde iþlevlerini sürdürürler. Ýlçelerin yüzölçümü büyüktür. Bir ilçe içinde birkaç kent bulunabilir. Her kent'in, örneðin, hastahane ve üniversite yaptýracak kadar gelirli olmayabilir. Dolayýsý ile, Ýlçe Yönetimi, vergi toplayarak, sýnýrlarý içindeki yol, köprü vb gibi altyapýya ek olarak, saðlýk ve eðitim görevli kuruluþlar da yaptýrýr ve destekler. Kent yönetimi ise genellikle belediye baþkaný ile þehir meclisi üyelerince gerçekleþtirilir.
ABD bütün Elli Ýl'in bir arada oluþturduðu bir Kengeþ/(Kongre) Yönetimidir. Bu Elli Ýl'in her biri 'baðýmsýz' tuð baðlamýþ toplumdur. Çoðunluðu, Avrupadaki tuð baðlamýþ toplumlardan büyüktür. Ama, 'gönüllü' olarak bir araya gelmiþ, birtakým yetkilerini kenges yönetimine, geri almamacasýna, aktarmýþlardýr:
Özetle, Savunma, Dýþiþleri, Alýþveriþ, Uzay Araþtýrma, Saðlýk Ýþleri, Ýþ Güvenliði gibi yaþamýn en önemli noktalarýný içeren bütün yönetim iþleri, Kengeþ düzeyinde iþlem görür. Vergiler de Ýllerden toplanýr, Kengeþ Vergi Kurumuna gönderilir. Bu kurumlar, adý geçen elli il'in herbirinde ya da bir bölümünde bulunabilir.
Her il'in öz yasalarýný savunmak için savcý ve mahkemeleri vardýr. Ama, hiçbir il, Kengeþ yasalarýna aykýrý yasa yapamaz. Ýlçe ve Kentlerin, Ýl yasalarýna karþý yasa ya da uygulama yapamayacaðý gibi. Ek olarak, Kengeþ Yönetimi de, Anayasa'ya aykýrý iþlemlere giremez, yasa çýkaramaz.
Bu durumda, sözü edilen 'her bir Ýl'in baðýmsýz tuð baðlamýþ bir toplum olamasý' durumu, ancak törenlerde bir gösteri niteliðinden ileri gidememektedir. Çünkü, Ýllerden toplanan vergiler, Kengeþ Yönetimince illere daðýtýlmakta, Kenges yasalarý il yasalarýný denetlemekte, Kengeþ boyunca düzenlemelerin her biri Kenges yönetimince yasal ve uygulama durumuna getirilmektedir.
Bu durumda, Toplum sözcülerinin belirli sýnýrlý toprakta oturan seçmenlerce seçilmesi yerine, gündem ile ilgili seçmenlerce seçilmeleri, altý yüz yýl önce Türkistan'daki Timur Bey tuðunun daðýlmasý gibi bir durum yaratabilir mi?
Amerika Birleþik Devletleri de, Türkistan'da yazýlý Kutluk Bilgisinin baþlangýcýndan bu yana tuð baðlayan toplumlarýn baþýndan geçtiði gibi, uðraþlar ve vuruþlar sonucu kurulmuþtur. Bu uðraþlarýn özetini, gene ABD'li yurtseverlerin sözlerinden dinleyelim:
"Baðýmsýzlýk aðacý, ara-sýra yurtseverlerin ve yaðýlarýnýn kanlarý ile sulanmalý ve yenilenmelidir."
["The tree of liberty must be refreshed from time to time with the blood of patriots and tyrants." - Thomas Jefferson (1743-1826) ABD nin üçüncü Baþkaný (1801-1809)]
"Zorbalýðýn, cehennem gibi, kolayca üstesinden gelinmez. Ancak, bizi avundurmasý gerekli olan, uðraþ ne denli güç olursa, üstesinden gelmenin de o denli görkemli olacaðýný bilmektir. Ucuz'a elde ettiðimiz'in deðerinin de az olduðunu biliriz; yüksek gider, verilen deðerin tek ölçüsüdür. Gökler, varlýk üzerine konulacak deðeri bilir. Eðer BAÐIMSIZLIK ulu varlýk olarak belirlenmez ise, çok þaþýrtýcý olur." ["Tyranny, like hell, is not easily conquered; yet we have this consolation with us, that the harder the conflict, the more glorious the triumph. What we obtain too cheap, we esteem too lightly: it is dearness only that gives every thing its value. Heaven knows how to put a proper price upon its goods; and it would be strange indeed ýf so celestial an article as FREEDOM should not be highly rated."Tom Paine, "The Crisis (No. 1)" 1776]
Hasan Bülent PAKSOY, September 14, 2010
http://www.isikbinyili.org
© Eylül 2010, IşıkBinyılı
Yazarın Diğer Yazıları
Bütün Yazıları »
|
|